İzmir'in su ihtiyacı, Tahtalı, Balçova, Ürkmez, Güzelhisar, Gördes ve Alaçatı Kutlu Aktaş barajlarından ve yer altı kaynaklarından karşılanıyor ancak soğuk hava nedeniyle yeterli yağış olmayınca barajlardaki su oranlarında düşüş yaşandı. Özellikle İzmir'in ana içme suyu barajı olan ve kentin yüzde 44'lük su ihtiyacının karşılandığı Tahtalı'da su seviyesindeki düşüş dikkat çekti. İZSU verilerine göre, Tahtalı geçen yıl yüzde 74 iken, bu sene yüzde 63'e düştü. Balçova Barajı'nın geçen yıl yüzde 91 olan su seviyesi, bu sene yüzde 71'e, Ürkmez Barajı'nda yüzde 89 olan su seviyesi yüzde 88'e, Gördes Barajı'nda yüzde 9'dan yüzde 5'e, Güzelhisar Barajı'nda ise yüzde 83'ten yüzde 82'ye geriledi.
Prof. Dr. Yaşar da barajlarda su oranlarındaki düşüşe dikkat çekerek, "İzmir'in su ihtiyacının yüzde 44'ünün Tahtalı Barajı'ndan, yüzde 51'inin yer altı kaynaklarından geri kalanını ise diğer barajlardan sağlanıyor. Tahtalı Barajı'nda yüzde 11 gibi bir düşüş var. Çok soğuk bir dönem geçirdik. Yağış oranları düştü. Gerek dünya ve ülkemizde ciddi bir gıda ve enerji krizi vardı. Şimdi de buna su krizi eklenecek gibi. Gidişat kötü. Henüz mayısın ortasındayız. Su seviyesi yüzde 63'te. Bu çok düşük bir rakam. Buharlaşma henüz başlamadı. Sıcak havayla daha da düşecek. En düşük oran 2008 yılındaydı Tahtalı Barajı'nda su seviyesi yüzde 5'e düşmüştü. Bu yıl tekrar o seviyelere düşebilir. Tehlikeli bir durum. İzmir'i yönetenler B ve C planlarını yapmalı. Tahtalı devre dışı kalırsa su nerden temin edilecek belirlenmeli" diye konuştu.
Önerilerini sıralayan Prof. Dr. Yaşar, ABD'nin Kaliforniya eyaletinden örnek vererek, "Geçen yıl kuraklık nedeniyle ABD'nin Kaliforniya eyaletinde çim ekimi ve sulaması yasaklandı. Bahçelerin sulanması yasaklanmalı. Biz de şimdiden önlem almalıyız. Suyu tasarrufla kullanmalıyız" dedi.